'Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar...' Bilineniyle bilinmeyeniyle kına gelenekleri

Birbirinden farklı geleneklerin bulunduğu Türk kültüründe, belki de en sevilenleri evliliğe hazırlık sırasında yapılanlar. Küçük büyük birçok gelenek, hem gelin hem de damat tarafında bulunuyor. Yöreden yöreye birtakım gelenekler değişse de ortak olan çok sayıda belli başlı adetler bulunuyor.
Evlenmeye hazırlanan çiftlerimizin birçoğu kimi zaman neden olduğunu ve ne olduğunu bilmeden bu gelenekleri yapıyor. Biz de hem bu geleneklerin ne olduğunu hem de yapılma nedenlerini öğrenin diye sizler için bir yazı yazmak istedik.
Bahsettiğimiz gibi, düğüne hazırlanırken, isteme, çeyiz, söz gibi birçok gelenek bulunuyor. Bunlardan biri de kına geleneği. Aslında birçok kültürde bulunan bu gelenek, içindeki etkinliklerde farklılaşıyor.

Kına Nedir?

Tüm Türk geleneklerinde olduğu gibi kınada da birbirinden farklı adetler bulunuyor. ‘Kına’ kelimesi, Arapça’daki ‘hına’ kelimesinden geliyor. ‘Kına’, kına ağacının yapraklarının kurutularak toz haline getirildiği halidir. Bu yeşil toz, su ya da yağ ile karıştırılarak hamur kıvamını alır. Uygulandığı bölgeye turuncu- kırmızı arası bir renk verir. Desen amaçlı kullanıldığı gibi birçok gelenekte de kullanılır.

Türk Kültüründe Kına; 'Kına Gecesi' 

Türk kültüründe kına sadece evlilik öncesinde değil, birçok alanda yapılan bir gelenektir. Ancak biz evlilik öncesi yapılandan bahsedeceğiz. Çift evlenmeden yaklaşık bir ya da iki gün önce, gelinin ailesinin evinde ya da bahçesinde genelde akşam saatlerinde düzenlenen etkinliktir. Bu nedenle ‘kına’ değil, ‘kına gecesi’ olarak adlandırılır. Günümüzde, özellikle de son yıllarda kına geceleri genellikle kiralanan mekanlarda düzenleniyor. Ancak bu herhangi bir geleneğin uygulanmasına engel olmuyor. Hatta çoğu zaman mekandaki organizasyon çalışanları, birçok etkinliğin gerçekleştirilmesinde gelinin ailesinin işini kolaylaştırıyor.

Kına Gecesi Nasıl Olur?

- Kına gecesinin öncesinde, birtakım hazırlıklara başlanır. Kına gecesi kadınlar özel düzenlenen bir gecedir, bu nedenle erkek misafirler yer almaz. Gelecek misafirler için kuruyemiş ve içecekler gibi aperatifler hazırlanır. Davetlilere dağıtılacak hediyeler de aynı şekilde paketlenir.
- Davetliler belirlenen saatte, belirlene mekana gelir. Misafirlere hazırlanan ikramlar ve hediyeler dağıtılır. Bir süre sonra ellerinde mum taşıyan bekar kadınlar misafirlerin yanına çıkar, gelin de onların arkasından, kırmızı renkli olmak suretiyle istediği bir elbiseyle davetlilerin yanına gelir. Gelinin bekar arkadaşları, isteğe göre çalınan şarkılarda bir süre oynar. Bu sırada gelin oturup arkadaşlarını izler.
- Bir süre sonra gelin arkadaşlarıyla yeniden yukarı çıkıp, yöresel kıyafetini giyer. Bu sırada tüm bekar kadınlar da bu kıyafetleri giyer. Gelin en arkada olacak şekilde yeniden davetlilerin karşısına çıkılır. Başında kırmızı tül olan gelin sandalyeye oturur, bekar kadınlar ellerinde mumlarla gelinin etrafında dönerken, aile büyüklerinden biri de kına ile başlarında olur. Gelin ağlayana dek belirli türkülerden birini söyler. 

- Kınayı hazırlama ve yakma görevi, mutlu bir evliliği olan kadına verilir. Gelinin ağlamasının ardından sağ eline kına yakılır. Bir mendil ve tülbent ile sarılıp, eldiven takılır. 

- Geriye kalan zamanda misafirler ve gelin hep birlikte eğlenir. 

Bu sıralamayı birçok kişi biliyor olsa da bazı geleneklerin neden yapıldığı çoğu kişi tarafından bilinmiyor. Şimdi sizlere bunlardan ortak olan gelenekleri nedenleriyle açıklayacağız.

Geline neden kına yakılır? 

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, ‘kına’ Türk geleneklerine göre ‘adanmışlığı’ sembolize eder. Bu nedenle gelinin eline kına yakmak, kendisini evliliğine adayacağı anlamını taşımaktadır. Ayrıca kınanın, nazar ve kötülüklerden koruyacağına da inanılmaktadır böylece eşlerin bir ömür boyu mutlu ve aşk dolu bir ilişkileri olacağı söylenir. 

Geline neden ağlatılır? 

Her yörenin bu konuda birbirinden farklı nedenleri var. Ancak ortak olan inanışlardan biri gelinin ‘babaevi’nden ayrılması nedeniyle duyduğu üzüntüden dolayı ağlıyor olmasıdır. Ağlamaması da eski dönemde ayıplanıyor olsa da günümüzde oldukça normal karşılanıyor. 


Gelinin eline neden altın konur? 

Kına gecelerinde ağlamanın ardından gelen bu ritüel de, gelinin elini açmaması ile başlar. ‘Bir nevi makas kesmiyor’ geleneğini hatırlatan bu hareketin ardından kınayı yakan kişinin “gelin elini açmıyor” demesinin ardından, gelini kayıvalidesi gelip sağ avucuna altın koyar. Bu altının hem bir hediye hem bereket dileği hem de gelinin bahtı açık olsun diye konulduğu söylenir. 

Kınada neden testi kırılır? 

Özellikle bir balkan geleneği olan testi kırma, Anadolu’ya kadar gelmiştir. Toprak bir testinin içine tüllere sarılı para, şeker ve çikolatalar ile buğday doldurulur. Daha sonra bu testiyi eline alan gelin, bir sandalyeye oturtulan damadın çevresinde dans edip, testiyi kırar. Bu gelenek için de birbirinden farklı inanışlar olsa da ortak olanlardan bazıları şu şekilde;

-Testinin kırılması ile gözü olanların nazarı çıkar. 

-Testi ayrıca, toprağın kutsallığını, temizliğini, doğurganlığını yani bereketi sembolize etmektedir. 

- Testiden çıkan paraları çocuklar toplamaya çalışırken, bekar genç kızlar da şekerleri toplamaya çalışır. Bu şekerleri en çok kim toplarsa onun önce evleneceğine inanılır.